26 Ağustos 2020 Çarşamba


 Gayet masumane senden kalan herşey, dudak uçlarına kadar, her kelime sana dair, aşk kokusu adeta, artık yokluğun yokluğun olmaktan çıkmış, şimdi sarı çimenli geceye gitme vakti ve ayışığı vurmuşken geceyi terketmemeli.. 


 Kelebeğe ömür biçebilir misiniz ? sivrilmiş yalnızlıkla budanmış olsalar bile, içinde büyümeyi unutan çocuklar gibidir onlar, gökyüzü gibi her zaman hayrandırlar kendi renklerine...'' Evet kalbimizin kırıldığı yerde başlıyoruz çürümeye''

Mum üzerine yazılmış kelimelerle avutuyorum kendimi, deniz kokuyor okuduğum cümleler, rüzgarla savruluyor aklıma kazınmış herşey ve seni bana getiriyor tüm hayallerinle..


 


 Gecenin yalnızlığı ruhum, cam kesiği gibi tanyeri, mağlubum..Bana dedin ki, asıyorum kendimi yokluğuna ve şimdi ayaklarını yerden kestim diyebilirsin. 



Gündüzün sarmaşık düşleri , toprağın yeşile doymuş kadını , özgür ve masum..İncecik bakışları, dört duvar olmaksızın , acı değil, dimdik ol kadın ruhunla , mısra ol kadın, günahlarından sıyrıl, güne her  dokunuşunla kör uykulara aldanma, kağnı çeken ataların nasılsa yanında olacak kadın ..

 

Geceye armağan ettiğim müptezel mutluluğum, köhne bedenlerimiz putlaşacak diye korkuyorum, bir peri edasıyla savuruyor ruhun çıplak kelimelerimi,sığınıyorum bir deliliğin yalnızlığına ve ayışığındaki karanlığın başka acısı yokmuş aslında..